Page 10 - Ocak- Şubat 2016 E-Bülten
P. 10
3
























Çocuklarda özgüven neden önemlidir?






“Zayıf özgüven üzerine kurulu bir ruhsal yapı her an çökmeye yüz tutmuş, sallantılı bir
binadan farksızdır. Bundan dolayı da çocuklarımızın özgüven duygusunu sağlıklı şekilde
geliştirmemiz son derece önemlidir. Bu cümledeki “sağlıklı” sözcüğünün altını çizmekte yarar
var. Zira aşırı özgüven de bireyin sınırlarını yönetememesi gibi sağlıksız davranışlara yol
açabilir.”




Uzm. Psikolog Nazım SERİN



Bireyin güçlü bir özgüven duygusuna sahip olması kendini Bu yolda mesafe almış bir çocuk, yaşamı boyunca kendisini
cesaretle ifade edebilmesi, amaçlarının peşinden mutlu ve doyumlu hissedeceği bir hayat çizgisini çizmeye
kararlılıkla gidebilmesi, başarı elde edebilmesi, kısaca; başlamış demektir.
ruhsal açıdan sağlıklı kalabilmesi için şarttır. Zayıf özgüven
Özgüveni yüksek çocuklar yetiştirebilmemiz, her şeyden
üzerine kurulu bir ruhsal yapı her an çökmeye yüz tutmuş,
önce kendimizin güçlü bir özgüven duygusuna sahip
sallantılı bir binadan farksızdır. Bundan dolayı da
olmamızla mümkündür. Çünkü kimse kendisinde olmayanı
çocuklarımızın özgüven duygusunu sağlıklı şekilde
başkasında var edemez. Bu nedenle çocuklarımızda
geliştirmemiz son derece önemlidir. Bu cümledeki
gözlemlediğimiz özgüvenle ilgili problemleri kendimizdeki
“sağlıklı” sözcüğünün altını çizmekte yarar var. Zira aşırı
eksiklikleri gösteren bir ayna olarak kabul etmeliyiz. Böyle
özgüven de bireyin sınırlarını yönetememesi gibi sağlıksız
yaparsak kendimizi geliştirmemiz gereken alanlarla ilgili
davranışlara yol açabilir.
fikir sahibi olma şansı yakalarız. Ancak böylesi bir
Özgüven; kişinin kendine inanmasıdır. Bu kavram, aynı farkındalık içinde çocuklarımızın özgüvenini geliştirebiliriz.
zamanda kişinin kendine değerli bulması anlamına gelen
Ne yazık ki, güçlü bir özgüvene sahip olma konusunda
“özsaygı” kavramıyla da ilişkilidir. Özgüvenle ilgili algının
şanslı sayılabilecek kişilerin oranı daha azdır. Çoğu kişi önce
temelleri yaşamın ilk yıllarında atılır ve yaşamın sonraki
aile ortamında, sonra da okul ve aile dışı çevrede maruz
aşamaları boyunca gelişmeye devam eder. Anne, doğumla
kaldığı eleştirici, reddedici, kıyaslayıcı yaklaşımların
birlikte bebeğiyle kurduğu ilk temaslarla özgüven algısının
özgüven zedeleyici etkileriyle baş etmek zorunda kalıyor.
tohumlarını onun iç dünyasına atmış olur. Bebeğin ağlama,
Zira kim olduğu üzerinde kafa yoran ve kendine değer
acıkma, rahatsızlanma durumlarında annenin sergilediği
biçen tek varlık insandır. Bu yetenek ilk bakışta bir ayrıcalık
duyarlı, sıcak, tutarlı, şefkatli yaklaşım, onun kendini
gibi görünüyor. Ama yıkıcı eleştiri, reddedilme gibi
güvende, değerli ve huzurlu hissetmesine yol açar. İşte,
yaklaşımlar söz konusu olduğunda insanın kendine biçtiği
özgüvenin tohumları böyle bir zeminde filizlenmeye başlar.
değer, negatif yönde olabiliyor. Bu da bir özgüven
Yaşamın ilerleyen dönemlerinde anne – babalar çocuğu ne sorununa yol açabiliyor. Hatta kendini yargılamanın
kadar anlamaya çalışırlarsa; ne kadar ihtiyaçlarına duyarlı, doğurduğu özgüven zedelenmesi giderek kendini
destekleyici, olduğu gibi kabul edici, kendini ifade etmesine yadsımaya; sosyal hayattan çekilmeye, sorumluluklardan
yardım edici tarzda davranırlarsa ondaki özgüven algısını kaçmaya, yaşam hedeflerinden vazgeçmeye, kısacası, acı
da o kadar güçlendirirler. çeken sıkıntılı bir ruhsal yapıya neden olabiliyor.
   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15