Page 17 - Kasım 2016 E - Bülten
P. 17

Psikoloji




Uzm. Psikolog Nazım SERİN


Çocuk eğitiminde disiplin ve




anne baba tutumları








Böyle başlıklı bir yazı yazmaya karar verince, zihnimin bir süre “disiplin” kavramına takıldığını fark ettim. Bu sözcüğün
bende pek olumlu çağrışımlar yaratmadığını, damağımda lezzetsiz bir tat oluşturduğunu hissettim. Dilerseniz siz de bu
sözcüğü içinizde tekrarlayın. Neler duyumsadığınızı anlamaya çalışın. Peki ya sizde neleri çağrıştırıyor? Geçmişinizle ilgili
hatırlattığı bir olay veya bir anınız var mı? Bu kavram sizde hangi duyguları uyandırıyor? Sıkıntı mı? Huzursuzluk mu? Yoksa
tersine olumlu duyguları mı hissettiriyor? Eğer öyleyse bu duyguları adlandırabiliyor musunuz?

Bendeki olumsuz çağrışımların/duyguların nedenlerini sorguladığımda, okul hayatım başta olmak üzere, çocukluk ve
gençliğime ait pek çok yaşantının baskıcı disiplin uygulamalarının gölgesi altında geçmiş olduğunu fark ettim. Örneğin,
okuldaki kimi haşarılıklarımı, şimdi baktığımda sevimli bile gelen bazı kural ihlallerimi vs. “disiplin kurulu” korkusunun
örseleyici etkisi altında yaşamış olduğumu hatırladım. Hatta ortada bir problem yokken bile, sırf okulda düzeni sağlamak
adına bize hissettirilen disiplin korkusunun Demokles’in kılıcı gibi tepemizde sallandırıldığı anılar geldi aklıma. Eh, biz ne
de olsa çocukların “Eti senin kemiği benim” düsturuyla öğretmenlerine teslim edildiği bir dönemin öğrencileriydik.
Sizlerin arasında da benimle aynı duyguları yaşayan pek çok kişinin bulunduğunu ve beni onayladığını duyar gibiyim. Peki,
günümüzde disiplin kavramının algılanışı değişti mi? Pek sanmıyorum. Eğer Google arama motoruna bu sözcüğü yazıp
aratırsanız karşınıza çıkan başlıkların büyük bir çoğunluğunda disiplin ve ceza kavramlarının bir arada kullanıldığı dikkatinizi
çekecektir.

Disiplin sözcüğünün adeta ceza ve “katı kurallar” anlamına gelmeye devam etmesinin kuşkusuz pek çok psikososyal ve
kültürel nedeni vardır. Elbette, konunun bu yönü çok geniş bir tartışmayı kaldırabilir ama bu yazının amacı konunun bu
yönünü irdelemek değil. Buradaki asıl amacımız; disiplin kavramının sağlıklı anlamda ne olduğunu (yukarıdaki gibi
olmadığını) ve bunun çocuk eğitiminde ne tür anne baba tutumları gerektirdiğini ele almaktır.

Çocuk eğitiminde disiplin, çocuğun topluma uyumunu sağlayacak istenen davranış alışkanlıklarını kazandırmak; ona
sınırlarını öğretmek, iç denetim yapabilme becerisini kazandırmaktır. Sağlıklı bir disiplin, sağlıklı çocuk yetiştirmenin temel
koşuludur. Böylesi bir disiplin anlayışının amacı; çocukta sevgi ve güven ilişkisi geliştirmek, kendisiyle ilgili olumlu bir değer
algısı oluşturmak, başkalarını anlayarak onların kişiliklerine ve farklılıklarına saygı duymasını sağlamaktır. Bu disiplin
yaklaşımında keyfiyet, bağırma – çağırma, fevrilik, azarlama, yargılama, küçümseme, suçlama gibi davranışların yeri
yoktur. Tam tersine; şefkat, uygun dille açıklama, sabır, KARARLILIK, TUTARLILIK ve empati vardır. Böyle bir yaklaşımla
karşılaşan çocuk, giderek kuralların kendisine eziyet etmek için değil, korumak ve gelişimini desteklemek için konulduğunu,
ihtiyaçlarının göz ardı edilmeyerek kendisine değer verildiğini anlamaya başlar.

Çocuk için konulan kurallar mutlaka yaşına uygun, gerçekçi, anlaşılır, başarılabilir türde ve başarısızlık durumlarında
esnetilebilir nitelikte olmalıdır. Buradaki esnekliğin tutarsızlık demek olmadığını vurgulamakta yarar vardır. Bundan kasıt
kuralın, çocuğun bir davranışı/hedefi başarabilmesi için gerekirse tekrar deneme yapmasına olanak sağlayacak yapıda
olmasıdır.
Kural koyarken şunu kendinize sormalısınız: Bu gerçekten gerekli mi? Yoksa kurallarımla çocuğumun kendini ifade
edebilmesine, yeteneklerini ortaya koyabilmesine engel olarak onu daracık bir alana mı hapsediyorum? İdeal bir disiplin
yaklaşımı sürekli yasaklara, nelerin yapılmaması gerektiğine odaklanan değil, nelerin yapılması gerektiğine odaklanan ve
onları öğreten yaklaşımdır. Söz gelişi eve misafir geldiğinde çocuğa sürekli “Yaramazlık yapma!” diye uyarı yapmak yerine,
uslu durduğunda ona “Misafir buradayken uslu durduğun için çok mutlu oldum.” deyip istendik davranışı pekiştirmek
yeğlenmelidir.


8

   12   13   14   15   16   17   18