Page 8 - E-Bülten
P. 8
Psikoloji






























Uzm. Psikolog Nazım SERİN



Birey olmak ve sorumluluk






“Birey olmak”; sözlük anlamıyla her ne kadar bir topluluğun ferdi olmayı ifade etse de bu kavram daha derin bir anlam taşıyor.

Birey olmak; kısaca kendini bilmektir. Kendini bilmekse sınırlarının, duygularının, yeteneklerinin, olumlu ve olumsuz
yanlarının farkında olmak, kendin gibi olma özgüvenini taşımak; diğerlerinden bağımsız davranabilmek, belli bir ahlaki
olgunluğa ulaşmış; seni sen yapan değerlerini oluşturabilmiş olmak, yaptıklarının sorumluluğunu üstlenebilmek,
davranışlarının çevrene yansımalarını tartabilmek gibi çok sayıda niteliği gerektiriyor.

Bu açıdan bakıldığında belli bir yaşa gelmiş her kişinin gerçek anlamda “birey” olmayabileceği görülür. Çünkü birey olmak
kolay değildir; bunun için sağlıklı bir ortamda büyümüş olmak, bu yolda yoğun bir çaba harcamış ve gerekirse bedeller ödemiş
olmak gerekiyor.

Toplumsal yapımızın, bu yapıyı oluşturan en önemli bileşenlerden olan eğitim sistemi ve aile yapımızın kişiyi “birey olma”
çabasında yeterince desteklediğini söylemek zordur. Hatta destek olmak bir yana, köstek olduğunu söylemek de abartı
olmayacaktır. Pek çok tarihsel ve sosyolojik nedenle toplumumuzda en “makbul” kişilerin “bireyler” değil, tersine “boyun
eğici”, itaatkâr ve “bağımlı” kişiler olduğunu gösteren çok sayıda örnek vardır. Saygı anlayışımızı oluşturan otoriteye boyun
eğme beklentisi (‘Büyüğündür, onu dinle!’), yakınların onayını/rızasını almadan karar verememe anlayışı, “elâlem ne der”
endişesi ilk akla gelen örnekler arasında sayılabilir. Birey olmanın “benci” olmakla karıştırıldığı da oluyor. Gündelik dilde
çoğunlukla “bencil” kavramıyla ifade edilen “benci olmak”; kendi çıkarlarını her şeyin önüne alarak avantaj ya da kazanç elde
etme uğruna olayları, insanları veya doğayı istismar etmekten çekinmemeyi, kendini denetlememeyi, eleştirmemeyi; vicdani
muhasebe yapma gereği duymamayı, kendini diğerlerinden daha üstün, önemli, değerli görmeyi içerir. Bu özellikler daha çok
“narsisistik kişilik” dediğimiz sağlıksız bir kişilik yapısıyla ilgili olup bunların “birey olmak” ile uzaktan yakından alakası yoktur.
Benci olmanın tersine, birey olmak sağlıklı; özgüvenli, özgür düşünceli, sorumluluk sahibi, idealleri için mücadele edebilen,
zorluklar karşısında ayakta kalma becerisi sergileyebilen insanın niteliğidir. Dolayısıyla bir toplumun geleceğe güvenle
ilerleyebilmesi ve çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkabilmesi ancak ve ancak “bireylerden” oluşmuş bir toplum olmasına
bağlıdır. Bu nedenle çocuklarımızı daha doğar doğmaz geleceğin “fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür” “bireyleri” haline
getirebilecek demokratik bir bakış açısıyla yetiştirmeliyiz.

Birey olmanın kapsadığı nitelikler arasında en temel olanı, “sorumluluk” kavramıdır. Sorumluluk duygusu gelişmemiş bir
kimsenin “birey” olduğunu iddia etmesi temelsizdir. Bu denli önemli olan sorumluluk duygusunun da kişiye bebeklik
döneminden itibaren kazandırılması gerekiyor. Bu duygunun birden bire değil, uzun bir zamana bağlı olarak inşa
edilebileceğini göz önüne alarak sabırlı olmak gerektiğini daima akılda tutmakta yarar var. Bu duyguyu çocuğa kazandırmak
için anahtar olabilecek sözcükler uygunluk, tutarlılık, sabır, kararlılık ve desteklemedir. Bunlarla ne kastettiğimizi kısaca
açalım:

   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13