Page 13 - eylul_ekim16
P. 13



Ne kadar da abartmışım! Çocuk da okulu o kadar sevdi ki; yaz tatili boyunca okulun bir an
önce açılmasını istediğini, arkadaşlarıyla okul bahçesinde çok eğlenerek oynadığı oyunları, çok
iyi anlaştığı arkadaşlarını özlediğini söyleyip durdu.”

Yine de her çocuk bu örnekteki gibi şanslı olmayabilir. Bu nedenle çocuğumuz okul hayatıyla
yeni tanışacaksa onun adaptasyonuna destek olmamız için daha öngörülü davranmamızın
gerekeceği açıktır. Okulu sevdirecek ilgi çekici hikâyelerden, anılardan söz ederek onu
psikolojik açıdan hazırlamamız yardımcı olacaktır. Eğer okulun uyguladığı bir “okula alıştırma
programı” yoksa onu kaydının yapıldığı okula götürmek, mümkünse öğretmeniyle
tanıştırmak, alınan okul araç – gereçlerini birlikte seçerek bunu keyifli bir aktiviteye
dönüştürmek, okula gidecek olmasının onun hayatında önemli ve güzel bir aşama olduğunu
vurgulayarak bu gururu paylaşmak gibi yaklaşımlar teşvik edici olacaktır. Eğer aşırı koruyucu,
endişeli, kontrol edici yapıda bir ebeveynseniz yahut çocuğunuzun size fazla bağımlı, düşük
özgüvene sahip olduğunu düşünüyorsanız, okula başlama sürecinin öncelikle çocuğunuz,
sonra da sizin için sancılı olma ihtimali yüksektir. Durumun çocuğunuz için bir okul fobisine,
ayrılma kaygısına dönüşmesine izin vermemek için daha dikkatli olmalısınız.
Okula yeni başlayacak çocuğunuzun kendi yapınızdan, yetiştirme tarzınızdan veya onun kendi mizacından kaynaklı olarak

okulu reddetme tepkisi verme olasılığını yüksek görüyorsanız, yukarıdaki tavsiyelere ek olarak onun özgüvenini
yükseltecek ve adaptasyonunu kolaylaştıracak başka adımları da düşünmenizde yarar vardır. Öncelikle okula başlamanın
çocukların büyük çoğunluğu için ev ortamından ilk kez çıkarak başkalarının olduğu bir ortamla ve yeni sorumluluklarla
yüzleşmek anlamına geldiğini unutmamak gerekiyor. Bu, bir akvaryumdan alınıp koca denize bırakılmaktan farksızdır. Bu
benzetmeden devam edersek; çocuğunuzun “denize” alışmasına ve korkmamasına yardımcı olacak adımlar atmanız çok
önemlidir. Okula başlamadan bir hafta öncesinden başlayarak uyku ve kahvaltı düzenini yerli yerine oturtmalısınız. Alışık
olmadığı halde çocuğa bir akşam önceden “Yarın okula başlayacaksın, erken uyu, artık kahvaltını da erken yapmak
zorundasın” gibi yaklaşımlardan kesinlikle kaçınılmalıdır. Okula başlayacak olmak, deyim yerindeyse, savaşa hazırlanmak
gibi endişe verici bir şekle sokulmamalıdır. Okul hakkında konuşmak, duygularını, düşüncelerini ifade etmesine olanak
sağlamak ona iyi geleceği gibi, onunla ilgili atacağınız destekleyici adımları şekillendirmenize de yardımcı olacaktır. Geçiş
ne kadar planlı, yumuşak ve doğal olursa o kadar rahat olacaktır. Gerekirse okulun ilk günlerinde ona önce eşlik etme ve
adım adım geri çekilme stratejisini devreye almak doğru olabilir. Ancak uygulayacağınız uyum stratejisinin ne olacağına
çocuğu gözlemleyerek karar vermeli, bunu sadece gerektiği kadar uygulamalısınız.

Devam Eden Çocuk da Okulu Reddedebilir

Bazen belli bir süre sorunsuz bir şekilde okula devam eden çocuklar okula gitmeyi istemez hale gelebilirler. Bu tip bir okul
reddi 10’lu yaşlardan sonra daha çok görülebilir. Eğer sizin veya çocuğunuzun hayatında şehir değiştirme, sık sık okul, sınıf
ya da öğretmen değiştirme, yakın kaybı, ağır hastalık, ebeveynlerin boşanması, ekonomik kriz gibi ciddi değişiklikler
gerçekleşmişse bu tür olayların ardından çocuk okula gitmeyi reddeder hale gelebilir. Özellikle çocuğun kendisini okuldan
kopmuş ya da süreci kaçırmış hissetmesine yol açacak hastalık, uzun süreli seyahat gibi bir durum yaşamışsa bu problemin
ortaya çıkma olasılığı daha da artar. Bazen de çocuğun zor gelen derslerle uzun süre boğuşmak zorunda kalması, yeterince
destek alamaması, ergenliğin getirdiği sosyal ve duygusal bunalımlar da çocuğun okula dair duygularını olumsuz yönde
değiştirebilir. Böyle durumlarda buraya kadar sıraladığımız öneriler dikkate alınmalı, çocukla çatışmaktan, onu
zorlamaktan kaçınılmalı, “empatik” bir yaklaşımla konuşulmalı, kopuşa yol açan nedenler dikkatlice araştırılmalı ve onu
tekrar sürece adapte edecek adımlar hayata geçirilmelidir. Bu adımları planlarken mutlaka öğretmenden, okul
yönetiminden ve rehberlik servisinden destek alınmalıdır.

Okulun açılmasına yakın zamanlarda, okulun başlamasıyla birlikte veya izleyen birkaç gün içinde çocukta endişeli bir ifade
öne çıkmaya başlarsa, özellikle okulla ilgili bir konudan bahsedildiğinde rahatsızlık duyduğunu belli eden davranışlar
sergilerse, gitmek istemezse, içe kapanma, durgunlaşma, gerginlik, nedeni tanımlanmayan baş – mide ağrısı gibi şikâyetler
ortaya çıkarsa, başka bir hasatlığa bağlı olmayan uyku, iştah değişiklikleri görülürse okul korkusunu akla getirmek gerekir.
Elbette bu belirtilerin bir tanesinin değil de çocukta bir farklılık oluştuğunu düşündüren birkaç tanesinin aynı anda ve
devamlılık gösterecek şekilde ortaya çıkması halinde ciddiye alınmalıdır. Böyle bir durumda panik olmadan, çocuğa
eleştirici, suçlayıcı yaklaşmadan, önce bunu ortaya çıkarmış olabilecek nedenler tespit edilmeye çalışılmalı, sonra da
harekete geçilmelidir. Eğer durumla baş edemeyeceğinize dair şüpheniz olursa bir uzman desteğine başvurmanızda yarar
olacaktır. Bu problem, çoğunlukla doğru bir profesyonel destekle aşılabilir. Yeter ki görmezden gelerek ya da zorlayıcı
yaklaşımlarla bastırarak çocuğunuzun ileriki dönemlerde bunu daha ciddi bir ruhsal probleme dönüştürmesine meydan
vermeyelim.

13
   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18