Page 3 - E-Bülten 51. Sayı
P. 3
Yeditepe Üniversitesi Eğitim ve Gelişim Departmanı
Belirsizlik Anları ve Kaygı Yönetimi
Varoluşumuz gereği, hayatta ve güvende kalmak üzerine davranışlar sergileme yönünde
otomatik bir eğilim içerisindeyizdir.
Bu otomatik eğilim ilk çağlardan beri var olan beyin yapımız ile ilgilidir. Beynimizin otomatik
tepkiler vermemizi ve hayatta kalmamızı sağlayan ana bölgesi limbik sistem ya da duygusal
beyin olarak adlandırılan parçasıdır.
Hiç düşündünüz mü?
Bazen en kötü senaryoyu yaşamayı, belirsizlik ile yaşamaya tercih ediyoruz.
Bunun en büyük nedeni, beynimizin başa çıkabilme kapasitesinin, somutlaştırılmış
senaryolarda daha etkin bir rol oynamasıdır diyor uzmanlar.
Bir tehlike, yaşamımızı tehdit eden bir durum, olası bir felaket senaryosu birçok duyumuzu
harekete geçirir. Bunların ortak özelliği somut birer kanıta dayanmasıdır. Duyularımız vasıtası
ile algıladığımız tehlike, ya limbik sistemin devreye girmesine ve otomatik tepkiler ile
‘’hayatta kal, savaş, kaç ya da don’’ davranışına ya da frontal lob sayesinde muhakeme
etmemize, mevcut çözümde farklı senaryoları düşünmemize, sakin bir kabul ile çözüme
yönelik davranışına dönüşür.
Birçok soyut tehlikeyi ise kaygı ile karşılamamıza neden olur. Savaşıp mücadele
edebileceğimiz her hangi bir somut uyaran bulamayan zihin, somut olarak tehlikeyi atfettiği
başka bir uyarana durumu yükler. Bu bazen eşimiz, bazen çocuğumuz, bazen kendimiz, bazen
iş arkadaşımız olur. Ve birikmiş kaygı ve stresi onlara yöneltmeye başlarız.
2