Page 10 - E-Bülten 49. Sayı
P. 10
PANDEMİ DURUMUNDA PSİKOLOJİK SAĞLIĞIMIZ
Bireyin en temel ihtiyacı hayatta kalmak ve bunun için güvende olmaktır. Beyin gelişim
sürecinin evriminde beynimiz çeşitli fizyolojik ve bilişsel değişikliklere uğramış,
aslında hayatta kalmak için bilinçli veya bilinç dışında değişen dünyaya adaptasyon
sağlamıştır.
Günlük rutin hayatımıza devam ederken tetiklenmeyen ve onunla yaşamaya alıştığımız
travmalarımız, korkularımız, olağan endişelerimiz ile kolayca başa çıkarken, olağan
kaynaklarımız, hobilerimiz, sahip olduğumuz ve sıradan görünen maddi manevi tüm
kaynaklarımız bir bütün olarak var olmaya devam eder. Çoğu zaman sahip olduklarımız
farkına varmazken, zorluklarla ne kadar güçlü bir başa çıkma mekanizmamız olduğunu
da fark etmeyiz. Ta ki beklenmedik bir tehdit ile karşılaşana kadar.
İnsan beyin yapısında koruma mekanizmasını sağlayan bölge limbik sistem ya
da duygusal beyin olarak adlandırılan kısımdır. Sistemin önemli iki mekanizması
amigdala ve hipakampüs bu beklenmedik tehdit durumlarında devreye girer ve tüm
mantıklı muhakeme,karar verme yetilerimizi oluşturan, tepkilerimizi kontrol eden
beynimizin ön frontal alanını kısa bir süreliğine işlevsellikten çıkarır. Yani ani tepki
ve karar vermemiz gereken bir tehdit durumunda mantıktan uzak fakat hızla hayatta
kalmamıza yarayacak tepkiler veririz. Şu an önünüze kocaman bir aslanın çıktığını
düşünün.. Hayatta kalmak için beynin hızlı ve öncelikli karar vereceği üç tepki vardır..
Savaşabiliyorsanız savaşmak, kaçabiliyorsanız kaçmak ve hiçbir seçeneğiniz yoksa
donmak ya da bayılmak.
Beklenmedik kayıplar, savaşlar, doğal afet süreci ve pandemi bireyin konfor alanını
yani başta bahsettiğimiz tüm hayatsal rutinimizi olağan acıları,endişeleri ve
sevinçleri hatta nötr duygusal alanları ile tehdit eder. Bu durumda beynimiz tıpkı
karşımıza bir aslan çıkmış gibi tepki verecektir. Kısa süreli savunma mekanizması
için tasarlanmış en ilkel hayatta kalma mekanizmamız olan duygusal beyin sürekli
ve sık sık tetiklenmeye başladığında bireyin psikolojik sağlığı yanında fiziksel sağlığı
da bozulmaya başlar. Çünkü beynin uzun vadede kendini iyileştirmeye yönelik tüm
hormonal mekanizmaları sürekli endişe ve kaygı tetiklenmeleri ile yüksek adrenalin
ve dopamin salgılanmasına neden olur. Bu da bağışıklık sistemini tehlikeye düşürür.
Baş edilemeyen psikolojik süreç, psikosomatik dediğimiz fiziksel tepkilere yol açar.
Bayılma, çarpıntı ,nefes darlığı, panik atak, hatta ileri aşamalarında kansere kadar
varabilecek fiziksel bir bozulmaya ortam yaratabilir.
Beklenmedik durumlar kayıplar Elizabeth Kühler Ross’a göre büyük kaygılar, afetler,
kayıplar yaşadığımızda hemen hepimiz 5 evreden geçeriz. İnkar, yani bu olamaz
her şey gerçek dışı, bu bir film senaryosu olmalı ya da bir kabus diye düşünürüz.
Öfke; bu adil değil, bu benim başıma gelmemeliydi, bunu hak edecek ne yaptım..