Page 6 - E-Bülten 45. Sayı
P. 6
Tarih Köşesi
9 Eylül İzmir’in Kurtuluşu
İzmir'in, 15 Mayıs 1919 yılında Yunan güçleri tarafından işgal edilmesi, Anadolu'da Millî Mücadele'nin
başlamasında önemli bir aşama olarak kabul edilir. O tarihe kadar Anadolu’da işgallere karşı dağınık olan düşünce
ve örgütlenme biçimleri mevcuttu. İzmir’in işgali Anadolu insanın direniş ve karşı koyuş düşüncesini körüklemiş,
İstanbul'da başlayan işgali protesto mitingleri Damat Ferit hükümetinin düşmesine sebep olmuş; örgütlenme ve
protesto mitingleri Anadolu'nun en ücra köşelerine kadar yayılmıştı. Artık İzmir Anadolu harekâtı için temel
sembollerden biri haline getirilmişti ve İzmir'in işgaline karşı protesto mitingleri, her yıl işgalin yıl dönümlerinde,
Anadolu'nun çeşitli kent ve kasaba merkezlerinde tekrarlanmakta; konu sürekli gündemde tutulmaktaydı. Birinci
İnönü, İkinci İnönü, Aslıhanlar-Dumlupınar ve Sakarya Meydan Muharebelerinde Millî Mücadele'nin kazanılmasında
önemli adımlar atılmıştı.
Türk ordusu tarafından 26 Ağustos 1922'de başlatılan Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı'nın son safhası idi.
Kesin sonuç beş gün içinde elde edildi; 30 Ağustos'ta Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ordulara bir bildiri
yayımlayarak "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!” tarihi emrini verdi ve 2 Eylül'de Uşak'a girildi. Dumlupınar
Meydan Muharebesi'nde kendisinin de haberdar olmadan Yunanistan Küçük Asya Ordusu'nun başkomutanlığına
getirilmiş General Nikolaos Trikupis tutsak edildi.
Türk birlikleri, İzmir'e doğru hızla ilerledi. Yunan birlikleri ve Rum siviller Anadolu'dan çekildiler. 9 Eylül
1922 sabahı Ahmet Zeki Bey komutasındaki 2. Süvari Fırkası, ardından Mürsel Paşa komutasındaki 1. Süvari
Fırkası birlikleri İzmir şehrine girdi. Ardından 5. Süvari Kolordusu Komutanı Mirliva Fahrettin Paşa, komutasındaki
birliklerle saat 10.00'da İzmir'e girdi.
İkinci Tümen'in öncülüğünü yapmakla görevlendirilen Dördüncü Alay Komutan Yardımcısı Yüzbaşı
Şerafeddin Bey'in komutasında yaya olarak en önde giden sekiz er, Bornova'dan Halkapınar'a ilerleyişi sırasında
Punta'daki Tuzakoğlu fabrikasına yaklaştıkları sırada fabrika pencerelerinden ani bir ateşe uğramıştır. Bu olayda 4
asker hayatını kaybetti ve hemen orada defnedildiler. İzmir'in kurtuluşu sırasında can veren askerlerin isimleri
şöyledir: Akşehirli Bekiroğlu Mehmet, Antalyalı Ömer oğlu Hakkı (Sarıarslan), Nevşehirli Ahmet oğlu Seyit
Mehmet ve Nevşehirli Ahmet oğlu Ahmet.
Konak'a ulaşmayı başaran Şerafettin Bey, Hükümet Konağı önünde göğsüne isabet eden mermilerle
yaralanmıştı ancak Konağa girip balkona Türk bayrağını dikebildi. Hükümet Konağı'na bayrağın dikilmesinin
hemen ardından Yüzbaşı Zeki komutasındaki süvari birliği Hükümet Konağı'nın hemen sağında yere alan ve
günümüze ulaşmayan Sarıkışla'ya, Üsteğmen Arif ve takım komutanı Celal Bey ile Yedek subay Besim Efendi'nin
de Kadifekale'ye bayrağı çekmesi ile İzmir'in işgalden kurtuluşu ilan edilmiş oldu.
Birinci Süvari Tümeni Komutanı Mürsel Paşa bir Fransız harp gemisi telsizi vasıtasıyla, İzmir’e girildiğini
Ankara’ya bildirdi. Belkahve'den tarihi günü izleyen başkomutan Mustafa Kemal Paşa,
yanında Fevzi ve İsmet paşalar olduğu halde, 10 Eylül sabahı İzmir'e girdi ve Fahrettin Paşa ile buluşarak doğruca
Hükümet Konağı'na gitti. Konağın balkonundan, başarıyı millete mal eden kısa bir konuşma yaptı.
Mustafa Kemal Paşa'nın ordulara 1 Eylül'de verdiği tarihi emirle başlayan ve 18 Eylül 1922 tarihine kadar
yapılan Takip Harekâtı ile bütün Batı Anadolu'daki Yunan askerleri Türk sınırları dışına çıkarılmıştır. Takip
harekâtının başarı ile sonuçlanması sayesinde İzmit bölgesinden İstanbul Boğazı'na, Balıkesir bölgesinden
Çanakkale Boğazı'na kadar Türk ordusu için hayati önem taşıyan diğer stratejik hedefler de İtilaf Devletlerinin
işgalinden, olaysız olarak ve barış yoluyla kurtarılmıştır. Türk ordusunun kazandığı bu zafer, Mudanya Ateşkes
Antlaşması'na giden süreci başlatmış; Türkiye, Mudanya Ateşkes Antlaşması’ndan sonra 24 Temmuz
1923'te Lozan Barış Antlaşması'nı imzalayarak bağımsızlığını kazanmıştır.
5